22 Mayıs 2008 Perşembe

CEVAP VERME YÖNTEMLERİ - HAZIR CEVAPLILIK

1. Her zaman direkt olarak soruyu soran kişiye bakın. Sık sık göz temasında bulunun ama onun gözlerini kaçırmasına neden olacak kadar ısrarla değil. Bir an için başka bir yere bakmanız gerekirse, başınızı çevirerek bakın, sadece gözlerinizi oynatmayın. Gözlerinizi fazla oynatmak size hilekar bir hava verir.
2. Konuşulan konuyu zekice bir ilgi ve merak ifadesiyle dinleyin. Arada sırada başınızı sallarsanız durumun sizin kontrolünüz altında olduğu izlenimini verirsiniz. Aynı şekilde, bu hareketiniz, genellikle soruyu soran kişinin düşünce zincirinin ucunu kaybetmesine ve daha az tartışmalı bir soru sormasına neden olur.
3. Soruyu dikkatle dinleyin; sorunun ardındaki gizli anlamı çıkarmaya çalışın.
4. Soruyu dinlerken, sorunun ardındaki anlamı yargılamakta aceleci davranmayın ve soru bitmeden cevabı hazırlamayın
5. Soruyu anladınız ama bir cevap oluşturmak için zamana ihtiyacınız var; o zaman soruyu ya tekrarlayın ya da daha da iyisi başka sözcüklerle yineleyin.
6. Size en masum gelen soru genelde arkasında gizli bir anlam içerir. Sorunun arkasındaki gizli anlamı ortaya çıkarmak için çok kısa bir yanıt verin ve ardından “neden sormuştunuz?” gibi soruyla karşı saldırıya geçin Bu yöntem amacın ortaya çıkmasını sağlamakta çok etkilidir ve sizin daha ayrıntılı cevap vermenizi ya da soruna daha iyi bir çözüm bulmanızı sağlar.

BAĞCININ ZEKASI

Adamın biri sahibinden izin almadan bağa girdi. Ağacın tepesine çıktı, ağacı silkiyor, meyvelerini döküyordu. Tam o sırada sahibi çıkageldi. -"Hey, alçak adam... Benim bunca zahmetlerle yetiştirdiğim meyvelerini nasıl çalarsın ha? Senin bu yaptığına hırsızlık denir. Kuldan utanmaz, Allah'tan korkmaz seni..." diye bağırmaya başladı. Hırsız, gayet sakin: -"Asıl senin yaptığın ayıp yahu! Allah'ın bağından Allah'ın kulu, Allah'ın cömertçe verdiği hurmayı yerse hiç suç olur mu? Böylece delicesine bağırıp çağırıyor, Allah'ın ihsanını kullarından sakınıyorsun: Ayıp, ayıp..." dedi. Bağ sahibi, hizmetçisine: -"Aybek, çabuk bir iple sopa getir." dedi. Hizmetçi ipi getirince, hırsızı ağaçtan indirip, ağacın birine bir güzel bağladı. Arkasına, ayaklarına vurarak onu adamakıllı dövmeye başladı. Hırsız: -"Yahu Allah'tan kork! Bu suçsuz günahsız kulu nasıl döversin, bu yaptığın çok günah." Bağ sahibi hem vuruyor hem de: - "Allah'ın bir kulu, Allah'ın başka bir kulunu yine Allah'ın sopasıyla güzelce dövüyor. Sopa da O'nun, sen de, ben de. Ben ancak O'nun sopasıyla, O'nun buyruğunu yerine getiriyorum. Bunun günah neresinde?"